30 Haziran 2014 Pazartesi

Avokado Nasıl Saklanır?



Bildiğiniz gibi avokadoyu ne kadar sert alırsanız alın birkaç gün beklediği zaman hemen yumuşamaya başlıyor ve uzun süre saklamak gibi bir şansınız olmuyor. Özellikle avokadoyu kestikten sonra eğer hepsini kullanmayacaksanız yine birkaç gün içinde kararmaya ve küflenmeye başlıyor. Kokusunda ve yapısında değişimler oluyor.

Ben de avokadoyu sadece maske yapmak için kullanıyorum ve tek seferde avokadonun hepsini harcamıyorum. Üstelik avokadoyu belli zamanlarda 1 lira gibi fiyatlara bulabilirken bazen 10 lira gibi uçuk fiyatlara satıldığı oluyor. Ben de ucuz olduğu zamanlarda alıp nasıl stoklarım diye düşündüm ve internette araştırdım ancak pek bilgi bulamayınca kendi yöntemimi kendim geliştirdim.

Ucuz bulduğum zaman avokadoyu alıp kullanabileceğim büyüklükte dilimleyip, temiz bir buzdolabı torbasına koyuyorum ve buzluğa atıyorum. Bu sayede istediğim zaman istediğim tazelikte kokmamış, kararmamış avokadolarım oluyor. Genelde çok kısa sürede çözünüyor ve çözündükten sonra kolaylıkla ezilecek kıvamda oluyor. Ben sadece maske yaptığım için yemeyi denemedim ve açıkçası öylece yenebilecek kadar lezzetli de bulmuyorum avokadoyu :)

Sizler de bu sayede istediğiniz zaman avokado saklayıp, her daim maske yapabilirsiniz.
Yaptığım avokado maskesi için burayı tıklayabilirsiniz.

Yorum bırakırsanız ve bloguma üye olursanız çok sevinirim :)
Instagramdan ulaşmak için http://instagram.com/ojekalem
Pinterestten ulaşmak için http://www.pinterest.com/ojekalem/
Eğer bana e-mail ile ulaşmak isterseniz ojecini@gmail.com

29 Haziran 2014 Pazar

Sevemedi istanbul ikimizi / Haftanın Siiri-22



Sevemedi İstanbul İkimizi

Seninle hiç İstanbul'da olamadık
Göremedi İstanbul ikimizi

Ne Emirgân'da bir semaver tüketebildik
Ne Aşîyan'da hüzün
Bir tepeden seyretmek için bu güzelim kenti
Ne Çamlıca kısmet oldu ne Piyer Loti
Hiç bir vapur taşımadı bizi Marmara'da
Bir güvertede seni
Liseli aşıklar gibi dakikalarca öpemedim
Ellerini avuçlarımda tutup da içimi dökemedim

Şöyle bir elimi atıp da omzuna
Kolun belimde
Yürüyemedim seninle Beyoğlu'nda
Bir sinema ya da tiyatro koltuğunda
Parmak uçlarıma değmedi dudakların
Pasajda arjantinleri çekip
Nevizade'de bir iki tek atamadık
Doyulmaz uykulara bir türlü yatamadık

Seninle hiç İstanbul'da olamadık
Duyamadı İstanbul sesimizi

Sahaflarda yorulup da kitaplara bakmaktan
Çınaraltı'nda mola veremedik
Karışıp çılgın kalabalığına Kapalı Çarşı'nın
Tadına varamadık bir öğlen rakısının
Ya da Sultanahmet'te bir müzeyi gezip
Dostlara uğrayamadık
Gülhane'den uzanıp Sarayburnu'na
İntiharı düşünemedik enine boyuna
Ne Lâleli'den geçebildik sevgilim
Ne kendimizden
Bir çalgılı Kumkapı meyhanesinde
Ağlayamadım doyasıya sımsıcak göğsünde
Eski İstanbul'da gezdiremedim seni
Yemiş'te, Asmaaltı'nda
Ne kaldırımlarımı gördün ne çayhanelerimi
Ne çocukluğumu bildin ne gençliğimi

Seninle hiç İstanbul'da olamadık
Saramadı İstanbul hiç bizi

Çılgınlar gibi dolanamadık otobüslerle
Trenlere binemedik
Bırak bütününü bu koca kentin
Sadece bir tek semtin
İçinde bile olamadık
İstanbul hiç doymadı bize bir tanem
Biz de ona doyamadık
 
Vedat Didari


26 Haziran 2014 Perşembe

Ve Dogum Günüm…


Hayatımda aldığım en kötü doğum günü hediyesi pasaportuma yediğim red olsa gerek. Şokunu hala üzerimden atamadım gördüğünüz gibi :) oysaki kendime hediye olarak ufak bir yurtdışı turu ayarlamıştım, kısmet olmadı.

Bunun dışında bugün bulunduğum ilçede takas şenliği varmış. Yazıyı önceden yazıyorum, gitmek için uğraşacağım. Takas şenliğinde amaç kullanmadığımız eşyaları getirip başkalarının kullanmadığı eşyalarla takas etmek. Nasıl olacağını merak ediyorum. Eğer gidebilirsem fotoğraflarını çekeceğim. Bunun dışında doğum günüm için başka özel bir durum yok. Sadece dün babam bana sağolsun elleriyle lahmacun hazırlamış, onları yedik doğum günü hediyem olarak :)

Buruk bir doğum günü ve yaşlanmaya devam eden bir ben…

Yorum bırakırsanız ve kanalıma üye olursanız çok sevinirim :)
Instagramdan ulaşmak için http://instagram.com/ojekalem
Pinterestten ulaşmak için http://www.pinterest.com/ojekalem/
Eğer bana e-mail ile ulaşmak isterseniz ojecini@gmail.com


25 Haziran 2014 Çarşamba

Sarı oje / Bugün Tırnagımda Hangi Oje var-63


Bu arada henüz vize alamadığımı öğrenmeden önce tırnaklarıma yaptığım birkaç desen oldu. Bunlardan birisi de yaz için çok uygun olduğunu düşündüğüm sarı oje. Bu sarı ojeyle ilgili söylemek istediğim bir şey var ki moralimi çok bozdu. Sarı ojenin altına baz sürmeden uyguladığımda tırnaklarımı çok fazla sararttı ki tırnaklarımda sadece bir gün kalmıştı. Flormardan aldığım bu ojeyi altına baz kullanmadan sürmemenizi tavsiye ederim.


Bunun dışında rengini de çok güzel vermiyor, bu sefer altına kireç beyazı sürdüğüm için ancak opak bir sarı elde edebildim. Sonrasında ise noktaları koymak kaldı bana. Beğendiyseniz yorumlarınızı bekliyorum :)

Yorum bırakırsanız ve kanalıma üye olursanız çok sevinirim :)
Instagramdan ulaşmak için http://instagram.com/ojekalem
Pinterestten ulaşmak için http://www.pinterest.com/ojekalem/
Eğer bana e-mail ile ulaşmak isterseniz ojecini@gmail.com

Ne Oldu Ne Bitti


Uzun zamandır maalesef blogdan uzak kaldım, yazı yazamadım. Hem son zamanlardaki yoğunluk hem çabalarımın boşa çıkmasına üzüntüm yüzünden bir süre ara verdim ama kısmetse başlıyorum artık tekrar yazmaya.

Biliyorsunuz son konularımda kısmetse yurtdışına kısa bir gezi yapacağımı söylemiştim. Her şeyimi ayarlamış, bütün belgelerimi toplamıştım. Hiçbir eksik belgem olmamasına ve gideceğim yerlerin, uçak biletlerimin parasını da ödememe rağmen vize alamadım. Aracı kurum ile başvurmama rağmen konsolosluk tarafından görüşmeye de çağırıldım ve resmen orada aşağılanıp kaçak muamelesi gördüm ve üzerine red yedim. Yaptığım bütün masraflar da boşuna gitti. Moralim çok bozuk o yüzden :( gelmiş geçmiş olsun, bir daha o ülkeye vize başvurusu yapmamaya yemin olsun.

Bu sırada ektiğim biberler, domatesler, kabaklar meyvelerini vermeye başladılar. Sarı kantaron yağımız rengini almaya başladı, kıpkırmızı oldu. Fotoğraflarını da çektim sizler için, aşağıda linklerini de vereceğim.
Biberlerimiz epeyce büyüdü ama üzüldüğüm bir nokta sadece iki tane çıktı. Diğer çiçeklerini de döküyor sürekli neden bilmiyorum.


Domateslerimiz de iki tane domates verdi, bakalım devamı gelecek mi ve henüz kızarmadılar.



Balkabakları sürekli meyve veriyor ancak maalesef gelip geçen tarafından koparılıyorlar, sanırım birisi özellikle gelip topluyor.

Son olarak sarı kantaron yağı henüz olmasına bir ay kadar olmasına rağmen kıpkırmızı oldu ve rengini almaya başladı.

Biber ekimiyle ilgili konu için buraya
Domates ekimi yazım için buraya
Balkabaklarını nasıl ektiğimi görmek için buraya

Sarı kantaron yağı yapımı için buraya tıklayarak yazılarıma ulaşabilirsiniz :)

Yorum bırakırsanız ve kanalıma üye olursanız çok sevinirim :)
Instagramdan ulaşmak için http://instagram.com/ojekalem
Pinterestten ulaşmak için http://www.pinterest.com/ojekalem/
Eğer bana e-mail ile ulaşmak isterseniz ojecini@gmail.com

14 Haziran 2014 Cumartesi

Biliyorum Sana Giden / Haftanın Siiri-21


Biliyorum Sana Giden

biliyorum sana giden yollar kapalı 
üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni 

ne kadar yakından ve arada uçurum; 
insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi 

uyandım uyandım, hep seni düşündüm 
yalnız seni, yalnız senin gözlerini 

sen bayan nihayet, sen ölümüm kalımım 
ben artık adam olmam bu derde düşeli 

şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya 
yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki 

anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi 
ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği 

kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda; 
hangi şarkıyı duysam, bizim için söylenmiş sanki 

tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor 
nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini 

çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu; 
bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri 

rastlaşmamak için elimden geleni yaparım 
bu böyle pek de kolay değil gerçi... 

alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya; 
bunun verdiği mutluluk da az değil ki 

çıkar giderim bu kentten daha olmazsa, 
sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki 

inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem, 
son isteğimi de söyleyebilirim şimdi: 

bir gece yarısı yazıyorum bu mektubu 
yalvarırım onu okuma çarşamba günleri


Cemal Süreya

9 Haziran 2014 Pazartesi

Pembe Tonlu French / Bugün Tırnagımda Hangi Oje var- 62


Uzun zamandır normal bir şeyler yapmıyordum tırnaklarıma ve genellikle de uzun tırnaklarda french yaptığımda beğenmiyordum. Tırnaklarımı kısa kesmek zorunda kalınca french yapayım bari dedim. Fotoğraflarda çok fazla pembe tonlu olduğu belli olmasa da açık tonlu flormar 396 no’lu pembesini kullandım. Bu renk tam french yapmak içinmiş meğer. Rakı beyazı asla vazgeçemeyeceğim bir renk olsa da tırnaklarımı daha pembe gösterdiği için french yaparken bu pembeyi fazlaca kullanacağım gibi görünüyor, siz ne dersiniz? :)

Yorum bırakırsanız ve kanalıma üye olursanız çok sevinirim :)
Instagramdan ulaşmak için http://instagram.com/ojekalem
Pinterestten ulaşmak için http://www.pinterest.com/ojekalem/
Eğer bana e-mail ile ulaşmak isterseniz ojecini@gmail.com

7 Haziran 2014 Cumartesi

66.Sone / Haftanın Siiri-20


66. SONE
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, 
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. 
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, 
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, 
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru, 
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış, 
Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru, 
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, 
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, 
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene, 
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, 
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e  
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, 
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama. 
William Shakespeare
Çeviri:Can Yücel
     

6 Haziran 2014 Cuma

Pembe-Yesil / Bugün Tırnagımda Hangi Oje var-61


Pembe ve yeşil birbirine pek uyum göstermezmiş gibi görünse de ben birlikte kullandım ve sonuçtan gördüğünüz gibi pek bir memnun kaldım. Her iki renkte yaza uygun renkler. Bu ara noktalara pek bir taktım. Tırnaklarım da kısa olunca başka bir şey yapamaz oldum. Başparmağımda yeşil üzerine sarı sürdüm nasıl olur diye ama pek kendini göstermedi. En sevdiğim ise pembe fonlu ojem oldu. Hem bu arada kısa tırnaklara da alıştım galiba :)

Yorum bırakırsanız ve kanalıma üye olursanız çok sevinirim :)
Instagramdan ulaşmak için http://instagram.com/ojekalem
Pinterestten ulaşmak için http://www.pinterest.com/ojekalem/
Eğer bana e-mail ile ulaşmak isterseniz ojecini@gmail.com

4 Haziran 2014 Çarşamba

Sarı Kantaron Yagı Nasıl Yapılır?



Her hafta olduğu gibi pazarı dolaşıp, enteresan ne varsa topluyoruz annemle. Bu hafta methini duyduğumuz sarı kantaron çiçeklerini görünce pazarda hemen bir demet aldık. Demeti 1.5 lira gibi bir fiyattı. Bir demetten bir kavanoz yağ çıkarabiliyoruz. 
Kullanıp memnun kalan bir tanıdığımızın tarifi üzerine sarı kantaron çiçeklerini aldık ve onun tarifini uyguluyoruz.
1 demet veya istediğiniz kadar kantaronu şöyle gelişigüzel yıkayıp, tozu falan varsa arındırıyoruz ve bir güzel kurutuyoruz suyunu. Sonra mümkün olduğunca elimizle çiçeklerini ve dallarını kırıp kavanoza doldurabilirsiniz. Saf sızma zeytinyağını üzerini örtecek şekilde dolduruyoruz. Şimdi ağzına bir tülbent veya bizim gibi bir perde parçasını ağzına koyup ağzını kapatmadan 5 gün boyunca güneşte bekletmek gerekiyor ki çiçekler mayalanıp özlerini zeytinyağına salabilsinler. 5 gün güneşte beklettikten sonra ağzını kapatıp 45 gün kadar yine güneşte bekletmemiz gerekiyor yağımızı. İşte 45 gün sonunda yağın rengi koyulaşıp kırmızımsı bir hal alacak(ki biz o aşamaya henüz gelmedik) Bundan sonra renkli cam bir şişeye yağı süzüp karanlık bir yerde muhafaza edebilirsiniz. 2-3 yıl gibi bir ömrü olacaktır yağın ve zamanla daha da değerlenecektir. 

Aşağıda da bir sitede bulduğum faydalarını alıntıladım. Siz de görürseniz mutlaka alıp deneyin derim, çünkü her şeye iyi geldiği söyleniyor.

Faydaları: 
  • Her derde deva olduğundan bahsedilir.
  • Korku, endişe, kaygı, umutsuzluk ve çaresizlik duygularının giderilmesinde yardımcıdır.
  • Siyatik, eklem iltihabi ve kramplarda faydalıdır.
  • Adet öncesi ağrı ve sıkıntıların giderilmesinde faydalıdır.
  • Özellikle mide ağrılarına birebir geldiğini bizzat gözlemlenmiştir.
  • Kanser tedavisinde de oldukça etkilidir.
  • Özellikle kanserli tümörlerin yok edilmesi ve kanserin yayılmasında kanser tümörlü hücrelerin damarlanmasını önlemede çok etkilidir. 
  • Yara, yanık gibi deri lezyonlarında, mide ve bağırsak hastalıklarının tedavisinde kullanılır.
  • Son yıllarda anti depresan özelliği nedeniyle orta ve hafif şiddetli depresyonların tedavisinde de kullanılmaktadır.
  • Ciddi derecedeki depresyon hastalarının en büyük sıkıntısı olan uyku düzensizliklerini tedavi eden özellikleri vardır.
  • Ülser ve Gastrit şikayetlerinde iyileşmeyi hızlandırır.
  • Zeytinyağı ile merhem haline getirilerek yaralara sürülürse yara bölgesindeki mikropları öldürür ve iyileşmeyi hızlandırır.



Yorum bırakırsanız ve kanalıma üye olursanız çok sevinirim :)
Instagramdan ulaşmak için http://instagram.com/ojekalem
Pinterestten ulaşmak için http://www.pinterest.com/ojekalem/
Eğer bana e-mail ile ulaşmak isterseniz ojecini@gmail.com