Merhabalar,
Biliyorum biraz geç gelmiş bir yazı
gibi görünebilir size, ne sonbaharı kışa girdik yahu
diyebilirsiniz. Ama Kasım ayı bana her zaman sonbaharı
çağrıştırıyor. Hem daha önce söylemedim ama İzmir’de
yaşıyorum ve sonbahar çok geç geliyor buraya. Bugün kalkınca
baktım ki hava kapalı, bulutlu aman hüzün çöktü demeyeceğim.
Severim sonbaharı ve ağaçların sarı-kızıl yapraklarını
döküşünü. Her şeyin bir zamanı var, hepimiz günleri
sayıyoruz. Yazın yemyeşil, sanki hiç düşmeyecekmiş, hiç
kopmayacakmış gibi dalına sıkı sıkıya bağlı aynı zamanda da
insanlara gölge yaptığı için gururlu ve biraz da kibirli
yapraklar, sonbahar geldi mi sararıp solmaya, yer yer aman ben yazın
kibrimden eğilipte aşağılara bile bakmadım ne var ne yok diye
utancından kızarmaya, eğilip bükülmeye, her rüzgar esişinde
güçsüzleşmeye ve en sonunda da düşmeye başlamıyorlar mı. Her
şeyin bir zamanı var, hepimiz zaman zaman aynı duruma düşmüyor
muyuz ki. Severim sonbaharı, kışı, yazı, ilkbaharı, kendimden
bir parça bulurum hepsinde. Görmeye çalışırsanız, ipuçlarını
yakalarsanız, her nesnede, her olayda kendinizden bir parça
bulursunuz, yağmur damlasında bile…
0 yorum:
Yorum Gönder