Bu şampuanı ilk kez kullanmaya
başladığımda işte hayatımın şampuanı demiştim. Hatta
üzerine iki yıl kadar da kullandım ve hatta ekstra hiç saç kremi
falan da kullanmadım bu dönemde. Elseve şampuanları bir zamanlar
en kaliteli şampuanlardandı, ilk tanışmamız aslında hangi
şampuanı alacağımı bilmediğim bi dönemde oldu.
Bir dönemler Fransa’da yaşarken
hatta ilk gittiğim dönemlerde şampuan almak için markete gittim
ve bilmediğim, anlamadığım onca şampuanın arasında sadece
normal saçlar için yazdığından dolayı bu şampuanı aldım. İlk
aldığımdan son kullandığım zamana kadar çok memnundum.
Saçlarım ipek gibi, ışıl ışıldı, resmen tokalar saçımdan
akıyor durmuyordu, saçlarımı o kadar güzel yapıyordu. Tek
sorunu saçlarımı birazcık dökmesiydi. Ben onu da kabullendim
açıkçası, çünkü saçlarım sağlıklı, canlı, yumuşacık
olduktan sonra önemsemedim bu sorunu. Ne zamanki Türkiye’ye
döndüm ve bu şampuanı Türkiye’den aldım, saçlarım bir o
kadar kötü cansız, sağlıksız oldu. Hem de bakımlar yapmama
rağmen toparlayamadım saçlarımı. Sanırım aynı marka olmasına
rağmen Türkiye’deki şampuanlarla yurtdışındakiler aynı
değil. Maalesef bu durum birçok kozmetik ürünü için geçerli.
Ne aldığım kremler ne şampuanlar ne de diğer ürünler
yurtdışındaki kadar kaliteli çıkmıyor. Aynı markanın aynı
ürünü yurtdışıyla Türkiye arasında dağlar kadar fark
yaratıyor.
Türkiye’de bu ürünün saç kremini
de almıştım. Krem de saçlarımı yeterince açmıyor, taramayı
kolaylaştırmıyor ve ağırlaştırıyor. O yüzden ben de şampuan
kullanmadan önce saçlarımı taramak için kullanıp, şampuanı
sonra uygulayarak kremi bitirmiştim. Şampuanı ise şampuan
mezarlığına gönderdim.
Tekrar da almadım ne kremini ne
şampuanını. Ancak elseve’e bir şans daha vererek arı sütlüsünü
almışlığım vardır ki, o da bir sonraki yazımın konusu olacak
:)
Son olarak şampuanın kokusu beni
rahatsız etmedi, ağır kokuya sahip değil.
0 yorum:
Yorum Gönder